Hoş Geldin, Ziyaretçi!

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Emirülümeralarin yönetiminde abbâsîler​

Dijital

Member
Katılım
11 Ocak 2020
Mesajlar
77
ÜNİTE – 2
*MUTASIM –BİLLAH (833-842)​
*Mısır valiliği döneminde katıldığı Bizans seferlerinde Anadolu’da önemli başarılara imza atan Ebû ishak Muhammed, Me’mûn’un ölümünün ardından Türk kumandanların baskısıyla Mu’tasım-Billâh lakabıyla halife ilan edilmiştir.
* Mu’tasım döneminde Türk askerlerin Abbâsîlerin hizmetine girmesi, Türkler arasında islâmiyet’in yayılmasında önemli rol oynamıştır.
* Hürremiyye; Mezdek öğretisinden izler taşıyan ve islâm tarihinde aşırı fiîa’nın etkisiyle gelişen iran kaynaklı Arap karşıtı çeşitli gruplara verilen addır.
* İshak b. İbrahim ;Bağdat Valisi
* Halifeler iktidar Yılları
Mu'tasım-Billâh (833)
Vâsık-Billâh (842)
Mütevekkil Alellah (847)
Muntasır-Billâh (861)
Müstaîn-Billâh (862)
Mu'tez-Billâh (866)
Mühtedî-Billâh (869)
Mu'temid-Alellâh (870)
Mu'tazıd-Billâh (892)
Müktefî-Billâh (902)
Muktedir-Billâh (908)
Kâhir-Billâh (932)
Râzî-Billâh (934)
Müttaki-Lillâh (940)
Müstekfî-Billâh (944-946)
* Mu’tasım’ın karşılşattığı problem, Hint asıllı bir grup olan Zutlar’ın Me’mun döneminden beri Basra bölgesinde özellikle Bağdat’a nehir yoluyla gönderilen ticari eşyayı yağmalayarak ticareti engellemeleriydi.
Üzerlerine gönderilen birliklere uzun müddet direnen Zutlar nihayet teslim olmak zorunda kaldılar. Aileleriyle birlikte 835 yılında Bağdat’a getirilen bu grup Bizans sınırlarındaki kalelere yerleştirilerek Basra bölgesi istikrara kavuşturulmuş oldu.
* Mu’tasım-Billâh, 836 yılında Bağdat’ın yaklaşık 110 km.
kuzeyinde Sâmerrâ şehrini kurmuş ve hilâfet merkezini oraya taşımıştır.
* Mu’tasım döneminin en önemli başarılarından biri, Me’mun zamanından beri bastırılamayan ve devletin varlığını tehdit eden Hürremiye hareketi ile meşhur lideri Bâbek’in ortadan kaldırılmasıdır. 835 yılında Azerbaycan’da tehlikeyaratan bu isyanı bastırmak üzere bölgeye vali tayin edilen Türk kumandanı Afşin, büyük bir hazırlık devresi ve planlamanın ardından ancak iki yıllık bir mücadelenin sonucunda Bağdat’tan gönderilen yardımcı kuvvetlerin de desteğiyle 838 yılında Bâbek’in karargâhı olan Bez şehrini ele geçirmiştir. Yakalanan Bâbek ise idam edilerek yaklaşık yirmi yıl süren bu sorundan kurtulunmuştur.
* Amorion, Günümüzde Afyon Karahisar yakınlarında bulunan ve Bizans’ın istanbul’dan sonra ikinci önemli şehri. 12 Ağustos 838 yılında fethedilmiştir. Amorion seferi Abbâsîler döneminde Müslümanları n Bizans üzerine düzenledikleri seferlerin en başarılısı olarak kaydedilir.
*Babek; Abbâsî halifeleri Me’mun ve Mu’tasım dönemlerinde Azerbaycan’da devleti tehdit eden ve uzun yıllar süren Hürremiyye hareketinin lideri.
* Mu’tasım döneminde Taberistan valisi ve aynı zamanda Kârinîler’in lideri olan Mâzyâr b. Kârin ile Horasan Valisi Abdullah b. Tâhir arasındaki anlaşmazlık 839’da Mâzyâr’ın isyanıyla sonuçlanmış. Halifenin bölgeye gönderdiği ordu uzun bir mücadelenin ardından Mâzyâr’ı teslim aldı. Böylece 840 tarihinde Taberistan’da Kârinîler hanedanı sona erdi ve bölge Tâhirîler’in yönetimine
* Afşin,Türk kumadanıdır. Rakibi Horasan valisi Abdullah b. Tâhir’in tahrikleri sonucu Afşin 840 yılında tutuklanmış ve ertesi yıl hapishanede ölmüştür. Afşin’in gözden düşmesinin sebepleri arasında Azerbaycan’da kendisine vekil olarak bıraktığı kayınpederi Mengü Çûr’un 840’da isyana kalkışmasıdır.
Ancak asıl sebep Türkler ile Araplar arasındaki iktidar mücadelesidir. Afşin hapishanede ölmesine rağmen onun yerine Türk kumandanlardan Eşnas geçmiş ve Türklerin nüfuzunda herhangi bir değişiklik olmamıştır.
* Mu’tasım-Billâh 842 yılında Sâmerrâ’da vefat etmiştir.
*Mutasım döneminde, Sâmerrâ’da imar faaliyetleri önemlidir, el Cevsaku’l-Hâkânî adlı saray meşhurdur. ishak el-Mevsılî, Fergânî ve Ya’kub b. ishak el-Kindî gibi âlimleri himaye eden Mu’tasım-Billâh’ın kütüphanesinde 10.000 kitap bulunduğu nakledilir. ilk İslâm filozofu Ya’kûb b. ishak el-Kindî onun döneminde yaşamıştır.
* VÂSIK-BİLLÂH (842-847)​
* Vâsık’ın hilâfetinin ilk günlerinde kabile isyanlarıyla karşılaştı. Kays Kabilesi isyan ederek fiam valisinin sarayını kuşattı. Asiler üzerine gönderilen Recâ b. Eyyûb el-Hadârî, Kayslılar’ın kendi aralarındaki anlaşmazlıklardan da faydalanarak isyanı bastırdı ve şehirde emniyeti sağladı. Vâsık daha sonra Recâ b. Eyyûb’u, Mu’tasım’ın vefatından önce Filistin Bölgesi’nde isyan etmiş bulunan Ebû Harbel-Müberka’ üzerine gönderdi. İsyanı bastıran Recâ, Müberka’yı da esir alarak Sâmerrâ’ya döndü (842).
* Boğa el-Kebîr, Me’mun döneminden beri Abbâsî ordusunda görev alan Türk Kumandanıdır.
* Boğa el-Kebir, Benî Süleyman isyanını bastırmıştır, Benî Hilâl kabilesi üzerine yürümüş ve isyancıları Medine’ye getirerek Süleymoğulları esirleriyle birlikte hapsetmiştir.
* Vâsık döneminde Arabistan yarımadasının güney - doğusunda yer alan Yemâme’de isyanlar çıkmıştır.
* Bizans imparatoru Theophilos’un 842 yılında ölmesinin ardından Vâsık döneminde Abbâsî-Bizans ilişkileri durulmuştur.
* Vâsık devrinde, Ağlebîlerin 842-847 yıllarında yaptıkları Fazl b. Câfer ve Abbâs b. Fazl komutasındaki deniz seferleri neticesinde Müslüman orduları Sicilya’da Messina, Napoli, Meskân, fierrâ ve Leontini şehirlerini ele geçirmişlerdir. Müslümanlar aynı dönemde italya’nın Bari (841) ve Misenatium (846) şehirlerini fethettilerse de tutunamayarak Sicilya’ya çekilmek zorunda kalmışlardır.
* halku’l-Kur’an; Kuran’ın yaratılmış olup olmadığı konusundaki tartışmalar için kullanılan terimdir.
* Vâsık; Kendisinden önceki mihne uygulamalarını devam ettirmiştir. Hilâfetinin üçüncü yılında bölgelere mektuplar göndererek ilim adamlarının halku’l-Kur’an konusunda imtihan edilmelerini emretmiştir. İmam fiâfiî’nin talebesi Ebû Ya’kûb
Yusuf el-Büveytî, Nuaym b. Hammâd, Ali b. el-Medînî ve Ahmed b. Nasr el-Huzâî bu dönemde sorgulanan kişilerin öne çıkanlarıdır. Ahmed b. Hanbel de Vâsık’ın ölümüne kadar derslerine ara vermek zorunda kalmıştır. 845 yılında Bizans’la yapılan esir değişiminde de Vâsık, kurtarılacak olan Müslüman esirlerin halku’l-Kur’an hususunda imtihan edilmelerini, olumlu cevap verenlerin kurtarılarak birer dinar verilmesini, kabul etmeyenlerin Bizanslıların elinde bırakılmasını emretmiştir. Ayrıca
SÂMERRÂ DEVRI​
Mütevekkil-Alellâh (847-861)
Müstaîn-Billâh (862-866)
Mu’tez-Billâh (866-869)
Mühtedî-Billâh (869-870)
* Mütevekkil-Alellâh (847-861)
Vâsık’ın veliaht bırakmadan ölümü üzerine halifenin kim olacağı hususunda tereddütler belirdi. Bunun üzerine Abbâsî tarihinde ilk defa kimin halife olacağını belirlemek üzere devlet adamlarının katılımıyla bir toplantı düzenlenmiştir. Toplantı da Vâsık’ın oğlu Muhammed üzerinde karar kılındıysa da yaşının
küçük olması ve Türk kumandanların karşı çıkması nedeniyle Mu’tasım’ın oğlu Câfer Mütevekkil-Alellâh unvanıyla halife olmuştur.
*Mütevekkil, kendinden önceki halifeler dönemindeki halku’l Kur’ân’la ilgili dinî tartışmaları ve Mu’tezile’nin görüşünü benimsemeyenler üzerinde uygulanan baskıyı (mihne) sona erdirmştir. Mihne sebebiyle tutuklu
bulunanları serbest bırakarak Sünnî ulemaya yakın davranmıştır.
* Eşnas 844’te vefat etmiştir
* Mütevekkil’in hilâfet dönemi genellikle huzurlu bir dönem olarak anılmakla birlikte zaman zaman sınır eyaletlerinde bazı isyanlar meydana gelmiyor değildi. Mütevekkil bir yandan mücadele ettiği Türk askerlerini bu isyanları bastırmak için kullanmak zorunda kalmıştır. Bunların ilki 848-849 yılında Azerbaycan’da Muhammed ibn Buays tarafından başlatıldı. Halife pek çok başarısız denemenin ardından Boğa es-Sağir’i bölgeye göndererek isyan bastırmıştır. (850)
* Mütevekkil dönemindeki isyanların en tehlikelisi 849 yılından itibaren Ermenilerin yaşadıkları bölgelerde (irmîniye) patlak vermiştir. İrmîniye Müslümanlar tarafından fethedildikten sonra idarede herhangi bir değişiklik yapılmamış bölge yönetimi Ermeni beylerine bırakılmıştı. Mütevekkil’in halife olmasının ardından Ermeni
beyleri, Abbâsî valisi ile beraberindeki askerleri
öldürmüşlerdir. İsyanın büyümesiüzerine Mütevekkil, Boğa el Kebîr’i 851 sonlarında büyük bir orduyla bölgeye sevketmiştir. Boğa el-Kebîr dört yıl boyunca bölgede kaldı ve karışıklıkları tamamen önlenmiştir (856).
* Suğur, islâm devletlerinin gayri müslim devletlerle sınırını oluşturan uç bölgeleri.
* Suğur Valisi Ali b. Yahyâ 853-54 yılından itibaren Bizans topraklarına seferler düzenleyip iç kısımlara kadar ilerlemiştir. 855-56 tarihinde iki devlet arasında yapılan anlaşmayla esir mübadelesi yapılmıştır. Aynı yıl Bizans Suriye sınır bölgesindeki Aynizerbâ’ya saldırdı. Bu saldırının ardından Halife Bizans topraklarına hücum edilmesini emretmiştir. Ali b. Yahyâ Suriye sınırından Bizans topraklarına girdi. Sınır bölgesinde bulunan Boğa el-Kebîr de Orta Anadolu’daki Samâlû’yu fethetmiştir. (858).
*Bizans imparatoru III. Mihail 859 yılında Sümeysât’a saldırmıştır. Bu saldırıya karşılık Ali b. Yahyâ Bizans hâkimiyetindeki Lü’lüe Kalesi’ni (Ulukışla yakınlarında) teslim almıştır. 860 tarihinde Fazl b. Karin kumandasındaki donanma
Bizans’ın Akdeniz’de önemli bir ticaret limanı olan Antalya Kalesi’ni zaptetmiştir.
*Mütevekkil büyük oğlu Muntasır’ı birinci veliaht tayin etmiş, ikinci sırayı ise Mu’tez’e vermiştir. Ancak daha sonra Muntasır’la aralarında çıkan anlaşmazlık nedeniyle Mu’tez’i birinci sıraya almak istemiştir. Bu durumu kabul etmeyen Muntasır, zaten babasıyla aralarında problem olan Boğa es Sağîr, Vâsif ve Otamış gibi Türk kumandanları ile işbirliği yaparak 861’de düzenlediği suikastle babasını öldürtmüştür. Mütevekkil’in katli islâm tarihinde bir halifeye karşı muhafız birlikleri tarafından işlenen ilk cinayettir.
* Mütevekkil dönemi siyasi açıdan sönük bir devre olmakla birlikte ilmî ve kültürel açıdan parlak bir devir olmuş, yıllarca süren tercüme hareketinin ardından telif dönemi başlamıştır. Mütevekkil’in dinî konulardaki tartışmaları yasaklaması sonucu Mu’tezile kelâmcılığı ve felsefe alanındaki çalışmaların canlılığını kaybetmesine karşı lık hadis alanındaki çalışmalar hızlanmış, pek çok muhaddis onun desteğini görmüştür.
* Mimariye yeni bir üslûp geliştirecek kadar yakın ilgi duyan Mütevekkil giriştiği büyük çaptaki imar faaliyetleriyle başşehir Sâmerrâ’yı genişletmiş, burada günümüze kadar ayakta kalabilen meşhur Sâmerrâ Ulucamii ile yirminin üzerinde sarayve köşk inşa ettirmiştir. Sâmerrâ yakınlarında kendi
adıyla anılan bir şehir kuranMütevekkil, Mekke suyollarındaki büyük çaplı ıslah çalışmalarında bulunmuş, Kâbe’nin onarımı ve tezyinatına önem vermiştir. 861 yılında Nil’in mevsimlere göre su seviyesini ölçmek ve yıllık su taşmalarını hesaplamak için yeni bir mikyas (nilometre) inşa ettirmiştir.
*Müstaîn-Billâh (862-866)
* Halife Muntasır’ın ölümünün ardından devlet adamları ve Türk kumandanları toplanarak Mu’tasım’ın torunu Ahmed b. Muhammed’in Müstaîn-Billâh ünvanıyla halife ilân edilmesine karar vermişlerdir (862).
*Şakirriye; Abbâsîler’de Muhafız alayını oluşturan daha ziyade Araplardan oluşturulan askerî birlik.
* Türk askerlerinin nüfuzundan bunalan Bağdat halkı Abbâsî kuvvetlerinin Bizans karşısında yenilmesini bahane ederek 863’de halifeye isyan etmiştir. Aslında isyanı n gerçek sebebi Türklerin halifelere karşı tutumuydu. Bu kalkışmaya halkın yanı sıra Şakiriyye denilen ve birliklerinde Türklerin bulunmadığı ücretli askerler de katılmıştır. Hapishaneler basılarak mahkûmlar serbest bırakıldı.
Bu isyanın üzerinden çok geçmeden Sâmerrâ’da çoğunluğunu Arapların oluşturduğu güçler yakaladıkları Türkler’i öldürmeye başladılar. Türk askerlerine karşı başlatılan eylem Boğa es Sağir, Otamış ve Vasîf’e bağlı kuvvetler tarafından bastırılmıştır.
*863 yılında Boğa es-Sağir ve Vasîf’e bağlı bazı Türkler, malî ve siyasî durumlarının kötüleştiğini iddia ederek Vezir Otamış ve kâtibine karşı ayaklanmışlar ve her ikisini de katletmişlerdir.
Herhangi bir gücü kalmadığından olaylara seyirci kalmakla yetinen Halife, Otamış’ın yerine Ahmed b. Sâlih b. fiîrzâd’ı vezir tayin etti. Halifenin nüfuzlu kumandanlardan Bâgir et-Türkî’yi başkumandanlığa getirmek istemiştir. Bu durum Boğa es-Sağir ile Vasîf’i endişelendirdi. İki grup da birbirine tertipler düzenlemiştir ve nihayetinde Bâgir et-Türkî katledilmiştir. Onun öldürülmesi Bağdat’ta büyük bir karışıklığa yolaçtı. Bâgir’in askerlerinin isyanını bir türlü bastıramayan Halife, 865’de Vasîf ve Boğa es Sağir ile birlikte Sâmerrâ’yı gizlice terkedip Bağdat’a kaçmak zorunda kalmıştır.
* Sâmerrâ’daki bazı kumandan ve devlet adamları da Bağdat’a gitmeye başlamışlardır. Sâmerrâ’nın terkedilmesiyle kendi nüfuzlarının sona ereceğini anlayan Türk askerleri Halife’ye elçi gönderip hata yaptıklarını kabul ederek özür dilemişlerdir. Fakat halife onların Sâmerrâ’ya dönme teklişerini kabul etmemiştir. Bunun üzerine Türk askerleri, siyasî otoritelerinin sarsılmasından endişe edip Müstaîn’in yerine Mu’tez-Billâh’ı hapishaneden çıkarıp halife ilân etmişlerdir (865). Böylece aynı anda biri Bağdat’ta, diğeri Sâmerrâ’da olmak üzere iki Abbâsî halifesi ortaya çıkmış oldu. Ancak
Samerra’da bulunan Mu’tez’in eli daha güçlüydü.
Nitekim Boğa el-Kebîr’in Humus’ta bulunan oğlu Mûsâ, Mu’tez-Billâh tarafı na geçince dengeler değişti. Bu gelişmeyle kuvvetlenen Mu’tez kardeşi Ebû Ahmed’i büyük bir orduyla Bağdat’a gönderdi (fiubat 865). Bağdat’ın uzun bir süre kuşatılması nedeniyle şehirde açlık tehlikesinin ortaya çıkması
üzerine halk valiye baskı yaparak Mu’tez tarafına geçmesini istemişlerdir.
Ebû Ahmed ile görüşen vali Muhammed b. Abdullah, Mu’tez’e biat etmeye razı oldu ve 866’da Müstaîn halifelikten hal’ edilmiştir.
* Müstaîn’in halifelik dönemi karışıklıklar içinde geçmesine rağmen Bizans’a karşı da ciddi mücadeleler verilmiştir. Bizans sınır bölgelerinde bulunan Vasîf Anadolu seferlerini sürdürmüştür. Halife tarafından Bizans seferleriyle görevlendirilen Ca’fer el-Hayyât ile Ömer b. Abdullah el-Akta’ 863 yılından itibaren Bizans’a karşı seferler düzenlemişlerdir. Ömer Anadolu içlerine kadar ilerledi. Türk kumandanı Bilgecûr 864 ve 865 yaz aylarında Anadolu’ya seferler düzenleyerek Aksaray ile Niğde arasında bulunan Matmûre’yi fethetmiştir.
* Müstâin döneminde Hz. Ali’nin soyundan gelenlerin başlattığı isyanlar da önemli olaylar arasında yer alır. Nitekim Yahyâ b. Ömer el-Hüseynî 864 yılında Şii isyanı başlatarak Kûfe’de
Beytülmâl’i (hazine) ele geçirip mahkûmları serbest bırakmıştır.
Müstaîn sevkettiği ordularla bu isyanı bastırmış ve Yahyâ b. Ömer öldürülmüştür.Kûfe’de Hz. Ali soyundan olan Hüseyin b. Muhammed’in ertesi yıl başlattığı isyan Kûfeliler ve Benî Esed kabilesi tarafından da desteklenmiş ve ancak 867 yılında
bastırılabilmiştir.
MU’TEZ-BILLÂH (866-869)​
* Mu’tez, Türk askerler tarafından Bağdat’a giden Müstaîn’e karşı iktidara getirilmiştir.
*866 yılında Türkler ile Kuzey Afrika kökenli Meğâribe arasında çatışmalar başladı. ilk önce üstün duruma geçen Meğâribe daha sonra tecrübesizliğinin kurbanı olarak Türkler’e yenildi. Bu teşebbüsünde de başarısız olan halife, bu defa Horasan’da yarı bağımsız olarak hüküm süren Tâhirîler’den yardım istedi. Tâhirîlerin gönderdiği ordu Türk kumandanlar tarafından Sâmerrâ’ya sokulmadı. Ancak kısa süre sonra Türklerin yanısıra diğer gruplardan askerler ücretleri nedeniyle yağmaya başladılar. Bu esnada halife Vasîf’i, ardından da Boğa es-Sağir’i katlettirmek suretiyle bu iki önemli gaileden kurtulmuş oldu.
* Mutez dönemi halifenin Türk askerlerle iktidar mücadelesi şeklinde geçmiş iki kuvvetli rakibinden kurtularak göreceli bir başarı elde eden halife, sonunda yine Türk askerler tarafından tahttan indirilmiştir. Mutez döneminde 868 yılında vekil sıfatıyla Mısır’a vali tayin edilen Ahmed b. Tolun burada zamanla Abbâsî halifeliğine ancak ismen bağlı kalan Tolunoğulları hânedanını kurdu.
MÜHTEDÎ-BILLÂH (869-870)​
* Mu’tez’in halifelikten halledilmesiyle kumandanlar tarafından Mühtedî-Billâh lakabıyla halife ilân edilmiştir.
* Mühtedî kısa süren hâkimiyeti döneminde Türk
kumandanlarının yanısıra eyaletlerdeki isyanlarla uğraşmak zorunda kalmıştır.
*Muhtedi, Türk kumandanlarının yanısıra eyaletlerdeki isyanlarla uğraşmak zorunda kalmıştır.
* İran’da bulunan diğer bir Türk kumandan Mûsâ b. Boğa’yı Sâmerrâ’ya davet etmiştir. Mûsâ şehre gelerek Halife Muhtedî’yi Salih b. Vasîf’in nüfuzundan kurtardı. Sâmerrâ’da saklanan Salih bir süre sonra yakalanarak öldürülmüştür.
* Halife Türk kumandanlarının baskısından onları birbirine karşı kışkırtarak kurtulabileceğini biliyordu. Ancak halifenin bu komplolarının farkına varan Türk kumandanlar aralarında anlaşarak Mühtedî’yi hilâfetten uzaklaştırmaya karar vermişlerdir. Bu sırada halifenin kuvvetleriyle Türk birliklerinin çatışması neticesinde çok fazla kan dökülmüştür. Hiçbir çıkış yolu kalmadığını gören halife kaçarken yakalandı ve hilafetten hal’edilerek öldürülmüştür. (870)
BAÐDAT DÖNEMI​
Mu’temid-Alellâh (870-892)
Mu’tazıd-Billâh (892-902)
Müktefi-Billâh (902-908)
Muktedir-Billâh (908-932)
Kahir -Billâh (932-934)
Mu’temid-Alellâh (870-892)
* Mühtedî’nin Türkler tarafından tahttan indirilip öldürülmesinin ardından göz hapsinde tutulduğu el-Cevsaku’l-Hâkanî’den alınarak halife ilân edilmiştir (870). Tahta çıkınca babasının veziri Ubeydullah b. Yahyâ b. Hâkan’ı tekrar bu makama
getirdi. ve daha sonra devletin yönetimini kardeşi Muvaffak’ın eline bırakarak vaktini eğlenceyle geçirmeye başladı. Mu’temid’in ilk yıllarında Türklerin etkinliği devam etmekle birlikte nüfuzlarının azaldığına ilişkin bazı belirtiler ortaya çıkmıştır. Zira Türklerin halifelerle mücadelesi her iki taraf içinde oldukça yıpratıcı oldu. Bu dönemin en önemli hadiselerini iç isyanlar oluşturmaktadır.
* Dönemin en tehlikeli isyanı Halife Mühtedî zamanında Basra tarafındaki tarla ve tuzlalarda kötü şartlar altında çalışan Zencî köleleri zenginlik ve hürriyet vaadiyle çevresinde toplamayı başaran Ali b. Muhammed ez-Zencî’nin ayaklanmasıdır. (Eylül 869).
* Bu devirde merkezi otoriteyi sarsan diğer bir önemli mesele, Abbâsî sınırları içerisinde bağımsız devletler kurulmasına yol açan Saffârîler olayıdır. Bölgede etkin bir konumda olan Yakub b. Leys es-Saffâr, Fars bölgesini ele geçirmiş ve halife tarafından Belh, Tohâristan, Sicistan ve Sind bölgesinin valiliğine tayin edilmiştir.
* Ahmed b. Tolun (Mısır Valisi), 878 yılında çıktığı seferde Suriye’yi kendi yönetimi altına almış ve ardından adına sikke bastırmıştır.
* Muhammed b. Ebü’s-Sâc, 889’da Azerbaycan valiliğine gönderilmiş burada bağımsız hareket eden bir hânedanın kurucusu olmuştur.
MU’TAZID-BILLÂH (892-902)​
* Mutazıd, Merkezi idarenin zayışadığı bir dönemde işbaşına gelmiş, devletin dağılması nı önlemeye çalışmış ve bunda bir dereceye kadar da başarılı olmuştur.
* Amr b. Leys, elçi göndererek Horasan valiliğini istemiş, halife de onun bu isteğini kabul etmek zorunda kalmıştır. Ancak bununla da yetinmeyen Amr b. Leys Mâverâünnehir’e de göz dikmişti. Halife bu isteğe olumlu yaklaşmakla birlikte Mâverâünnehir’i elinde tutan Sâmânîler, Amr’ı mağlûp ederek bölgenin gerçek sahibi olduklarını gösterdiler. Halife bunun üzerine Amr’ın hâkim olduğu toprakları 900 yılında Sâmânî emîri ismail’e vermiştir.
* Mutazıd’ın uğraşmak zorunda kaldığı problem, iran’da hüküm süren Dülefîler’dir. Dülefî Hükümdarı Ebû Leylâ Haris b. Abdülazîz’in başlattığı bir isyanı n sonucunda 897’de ölmesi üzerine Dülefîler’in toprakları Abbasî halifeleri tarafı ndan tayin edilen valilerce yönetilmeye başlanmıştır. Bu dönemde Azerbaycan’da hüküm süren Sâcoğulları ile de münasebetler bozulmuştur. Ancak Halife, Muhammedb. Ebü’s-Sâc’ın Azerbaycan ve irmîniye bölgesindeki hâkimiyetini tanımıştır (898).Mu’tazıd 899’da Âmid’i fieybânî Emîri Ahmed b. isâ’nın oğlu Muhammed’in elinden almıştır. Ardından Hamdânîler’den Hamdan b. Hamdûn’u, Mardin Kalesi’nde kuşatarak onu şehirden kaçmaya zorlamıştır.
*Karmati, Şii ismailiye mezhebine mensup olan bu grup Abbâsîler döneminde uzun yıllar devleti uğraştıran isyanlar çıkarmıştır.
* Mutazıd son yıllarını Karmatî problemi ile uğraşarak geçirmitir. İsmini Kufe’de ismâilî hareketinin dâisi (propagandist) Hamdan b. Karmat’tan alan bu fiii –Bâtınî hareket çeşitli dönemlerde, farklı liderlerin önderliğinde, özellikle kırsal bölgelerdeki vergiler, anarşi ve baskılardan beslenerek ortaya çıkmaktaydı. Mutazıd döneminde ortaya çıkan ikinci Karmatî hareketi, Ebû Saîd el-Cennâbî’nin liderliğinde geniş bir taraftar desteği bulmuş; Bahreyn ve çevresindeki topraklarda hâkimiyet kurmuştur (899). Halifenin gönderdiği ordular ardı ardına Karmatîler tarafından yenilmiş ve Bahreyn’in merkezi Hecer işgal edilmiştir.
* Sarsılmakta olan Abbasî hâkimiyetini dirilttiği için kendisine devletin kurucusununlakabı verilmiş ve “ikinci Seffâh” olarak adlandırılmıştır. Mu’tezile mezhebinesempati duyan Mu’tazıd Ehl-i beyt mensuplarına da iyi davranmış, onlara yardımda bulunmuştur. Abbasî ordusunda görev yapan Türkler’in nüfuzunu kırmaya çalışmış ve bunu büyük ölçüde başarmıştır.
MÜKTEFI-BILLÂH (902-908)​
* Müktefî 902 yılında halife olmuştur.
* Müktefî’nin iktidarının başında Rey şehri Saffârîler’in eline geçmiştir. Bu sırada halife, isyan eden kumandanları ndan Emîr Bedr ile meşgul olduğundan bölgeye dört ay sonra asker sevkedebilmiştir. Ancak bu sefer başarılı olamamış, Müktefî de ertesi yıl Fars bölgesini Saffârîler’in idaresine bırakmıştır.
* Karmatî problemi Müktefî döneminde de sorun olmaya devam etti. Suriye’deki pek çok şehrin Karmatîler tarafından yağmalanması üzerine Müktefî-Billâh’ın emriyle ihşîdîler’den Tuğc b. Cuf’un Karmatîler üzerine 903’te gönderdiği ordu
herhangi bir sonuç elde edemedi. Aynı yıl Karmatîler fiam’ı kuşattılar. Halifenin Mısır’dan sevkettiği ordu Karmatî lideri fieyh Yahya b. Zikreveyh’i ortadan kaldırdıysa da yerine geçen kardeşi Humus, Hama, Selemiyye gibi şehirleri elegeçirerek kendisini halife ilan etmiştir.
* Karmatîler 903 yılında ilk defa hem Suriye hem de Bahreyn cephesinde yenilgiye uğratılmışlardır.
* Abdullah b. Saîd, Karmatî liderleridir.
* Karmatî liderlerinden Abdullah b. Saîd, Benî Kelb kabilesi mensupları tarafından öldürülünce Karmatîler arasında ayrılıklar çıkmıştır. Karmatîler’i tekrar toparlayarak Abbâsî ordularını
mağlup eden Zikreveyh b. Mihreveyh’in 906 yılında hac kafilesine saldırmak amacıyla geldiği Tarîkihiffân’da Vâsıf b. Humar Tegin’e yenilerek öldürülmüştür. Böylece Suriye ve Irak’taki Karmatî isyanları bastırılmıştır.
*Müktefî-Billâh, öncelikle Karmatî meselesini hallettikten sonra Mısır ve Suriye’de hüküm süren Türk hanedanı Tolunoğulları’nı üzerine yönelmiştir. Mısır’a gönderilen büyük bir Abbâsî ordusu 11 Ocak 905’te Mısır’a girerek Tolunoğulları Devleti’ni ortadan kaldırmıştır.
Muktedir-Billâh (908-932)
*Muktedir-Billah, Muktefi-billah’ın kardeşi olan Cafer, vezir Abbas b. Hasan el-Cercerâî tarafından
Muktedir- Billâh lakabıyla halife ilân edilmiştir.
* Muktedir-Billâh dönemi boyunca Abbâsîler’den ayrılarak kurulmuş devletlerle çeşitli mücadeleler yapmak zorunda kalmıştır. 910 yılında Leys b. Ali bütün Fars bölgesini ele geçirdi. Ertesi yıl Sâmânîler Sicistan bölgesini hâkimiyetine aldı. Deylem ve Taberistan ise Hz. Ali soyundan gelenlerin faaliyetlerine sahne olmuştur. Zeydîler’den Hasan el-Utrûş 914’de bölgede hükümdarlığı nı ilân edip halktan biat almıştır.
* Suriye’de sona eren Karmatî problemi Bahreyn’de devam etmekteydi. Bahreyn Karmatîleri’nin lideri Ebû Tâhir el-Cennâbî 923’de Basra’yı işgal ederek katliam yapmıştır. Ertesi yıl
Mekke’den dönmekte olan bir hac kafilesini yağmalayıp kılıçtan geçirmiştir. Karmatî tehlikesi nedeniyle 925 yılında hacca dahi gidilememiştir.
Karmatîler Irak’ın en önemli şehirlerinden Kûfe’yi 927’de elegeçirip yağmalayarak geri çekilmiştir. 928 yılında Rahbe’yi alıp Karkisiyâ ve Rakka’ya yürüyen Karmatîler 12 Ocak 930’da Kâbe’ye baskın düzenleyip binlerce hacıyı katletmişlerdir ve Hacerülesved’i alarak merkezleri Hecer’e götürmüşlerdir. Aynı yıl Uman da Karmatîler’in eline geçti. Hacerülesved 951 yılına kadar Karmatîler’in elinde kalmıştır.
* Muktedir-Billâh devrinde Abbâsî-Bizans mücadelesi olağan seyrinde devam etmekteydi Abbâsî kuvvetlerinin 908-909 yıllarında Malatya civarındaki Rum birliklerine hücum ederek ganimetle dönmesine karşılık Bizans kuvvetleri 911’de Lazkiye’yi işgal ederek çok sayıda müslümanı esir almıştır..Tarsus bölgesinde yoğun çatışmalar yaşandı. Bizans’ın isteği üzerine yapılan barış uzun sürmedi. Bizans ordusu 926’da Malatya’yı yağmalamıştır.
*Sümel, Bizans’a yaptığı başarılı hücumlarla tanınan Abbâsî kumandanıdır.
* Sümel komutasındaki Abbâsî donanmasının Bizans’a hücumlarda oldukça faal bir rol oynamıştır. Sümel pek çok defa Bizans topraklarına yaptığı hücumlarda ganimetle dönmüş hatta 931 yılında Ammûriye’yi (Amorium) ele geçirip ileri harekâtına devam ederek Ankara’ya kadar ulaşmıştır. Bu saldırıların intikamını almak isteyen Rumlar, onun Tarsus’a dönmesinin ardından Ermeniler’in kışkırtmasıyla Ahlat ve civarına saldırıp birçok Müslümanı öldürülmüşlerdir. Azerbaycan valisi de Ermenilerin meskûn bulundukları topraklara saldırarak intikam almıştır.
* Halife Muktedir ile başkumandan Munis el-Muzaffer’in arası açılınca Bağdat’ı terkederek Musul’a giden Munis 932’de Hamdâniler’e ait Musul’u ele geçirip Bağdat üzerine yürümüştür. Halifeye bağlı kuvvetlerin yenilmesinin ardından Muktedir kendi askerleri tarafından öldürülmüştür.
* Muktedir-Billâh’ın faaliyetleri arasında; Bağdat’ta kendi adıyla anılan bir bîmâristan yaptırmıştır.
Diyarbekir surlarını yeniden inşa ettirmiştir.
Yüksek memur ve kumandanlara verilen iktâlar için Dîvânü iktâi’1-vüzerâ’yı kurmuştur. İdil-Bulgar Hanlığı’na aralarında meşhur seyyah ibn Fadlân’ın
bulunduğu bir heyet göndermiştir. iktidar yıllarında Fâtımîler ve Hamdânîler bağımsız birer devlet haline gelmiştir.
KAHIR -BILLÂH (932-934)​
* Kâhir-Billâh, Munis ve birlikte hareket ettiği Ebû Ya’kub ishak b. ismail en-Nevbahtî tarafından halife ilan edilmiştir.
* Kâhir-Billâh, kısa süren hilafeti esnasında daha ziyade Muktedir-Billâh’ın yakınlarını cezalandırmakla uğraşmıştır.
* Vezir ibn Mukle tayinlerde etkin rol oynayarak rakiplerini cezalandırmıştır ve birçok ünlü ailenin mallarına el koymuştur. Halifenin bu tutumu kendisini iktidara getirenlerde planları yapmaya başlamıştır. Munis’in planlarından haberdar olan Kâhir-Billâh, harekete geçerek Munis el-Muzaffer, Hâcib Yelbak ve oğlu Ali’yi tutuklatarak öldürtmüştür. Halife bu tutumu nedeniyle halk arasında da meşruiyetini Kaybetmiş muhafız birliğindeki askerler tarafından tahttan İndirilmiştir. (934).
EMIRÜLÜMERALARIN YÖNETIMINDE ABBÂSÎLER​
Râzî-Billâh (934-940)
Müttakı-Lillâh (940-944)
Müstekfî-Billâh (944-946)
* Râzî-Billâh (934-940)
* Halife Kahir-Billâh’ın hal’edilmesinden sonra hapishaneden çıkarılan Ebü’l-Abbas Ahmed, Râzi-Billâh lakabıyla halife ilân edilmiştir. (934).
* Râzî’nin dönemi askeri ve idari yüksek bürokratlar arasındaki güç mücadelesiyle geçmiştir.
* emirülümerâlık, Halifelerin Abbâsî ordusundaki Türk kumandanları karşısında otoritelerinin zayıflamasıyla birlikte bütün işlerde tek yetkili olarak tayin edilen kumandanlara verilen ad.
*Halife, Râzî devlet otoritesini yeniden tesis etmek maksadıyla Basra valisi ibn Râik’i 936 yılında devlet işlerinde tek yetkili emirülümerâ tayin ederek görev ve sorumluluklarını ona devretmiştir. O bütün işlerde halifeye danışmadan karar alabilmekte, adına para basılmakta ve hutbelerde zikredilmekteydi
* Râzî-Billâh, 938 yılında Beckem ile birlikte Hamdânîler’den Nâsırüddevle üzerine yürüyerek Musul’a hâkim olmuştur. Bu esnada Bağdat’ı elegeçiren ibn Râik’e Diyârı mudar, Tarîkulfurât, Kınnesrîn ve Avâsım valilikleri verilerek Bağdat’tan uzaklaştırılmış. (939). Bu yıllarda Bizans imparatorluğu ve Büveyhîler’in saldırılarıyla da uğraşmak zorunda kalan Râzî-Billâh 940’ta vefat etmiştir.